Şükrü Cimrin’den HD Sistemi için Yenilikçi Çözümler

Alanya’nın turizm sektöründe önde gelen isimlerinden ALTAV Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Cimrin, Her Şey Dahil (HD) turizm konseptinin tartışmasız bir şekilde Türk otelleri ve tur operatörleri arasında popülerliğini sürdürdüğünü dile getiriyor..

Alanya’nın turizm sektöründe önde gelen isimlerinden ALTAV Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Cimrin, Her Şey Dahil (HD) turizm konseptinin tartışmasız bir şekilde Türk otelleri ve tur operatörleri arasında popülerliğini sürdürdüğünü dile getiriyor. Cimrin’e göre, bu konuyu sadece eleştirmek yerine, turistlerin tesis dışına çıkarak bölge ekonomisine katkıda bulunmalarını teşvik etmek için çözüm odaklı düşünmeliyiz.

Şükrü Cimrin, HD sisteminin tarihine göz atarak açıklamalarına başlıyor. İlk Her Şey Dahil (HD) sisteminin İngiliz kamplarında 1930’larda başladığını belirtiyor ve Türkiye’de Marco Polo tatil köylerinde uygulanmaya başlandığını söylüyor. Bu sistemin yaygınlaşmasıyla birlikte, 5 yıldızlı otellerin yanı sıra 4 ve 3 yıldızlı tesislerin de HD konseptine geçtiğini açıklıyor. Bu geçişin ana nedeninin, işletmecilerin HD sistemi benimseyen tesislerin daha yüksek doluluk oranlarına sahip olduğunu görmeleri ve bu trende direnememeleri olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, tur operatörlerinin birçok tesisi HD sistemi benimsemeye teşvik ettiğini ve bu kararların alınmasında büyük rol oynadığını ekliyor. Özellikle 3 yıldızlı tesislerin HD sisteme geçmesinin kolay bir karar olmadığını belirten Cimrin, fiziksel altyapı, personel uyumu ve benzeri faktörlerin işletmeleri düşündürebileceğini, ancak sonuç olarak tesislerin bu kararlarından memnun olduğunu vurguluyor.

Cimrin’e göre, HD sisteminin turizm gelirlerini artırıcı bir etkisi var. Bu sistemin olumlu yanlarından bahsederken, turist sayısının ve turizm gelirlerinin artacağını, daha fazla işgücünün istihdam edileceğini, yiyecek ve içecek tedarikçilerinin birçok işletmeye destek sağlayacağını, misafirlerin harcamalarını önceden planlayabileceklerini ve güvenliği sağlayabileceğini ifade ediyor.

Ancak, HD sisteminin olumsuz yanlarına da dikkat çeken Cimrin, turistlerin tesis dışına daha az çıktığını ve böylece bölgesel harcamaların azaldığını söylüyor. Ayrıca, tesislerin fiyat baskısı altında kalması durumunda kalitelerini düşürmek zorunda kalabileceğini ve yiyecek ve içecek tüketiminin çevre ve kaynaklar açısından daha zararlı olabileceğini belirtiyor.

Şükrü Cimrin, HD sisteminin devam edeceğini kabul ediyor ve “HD kalksın” gibi popülist yaklaşımların zaman kaybı olduğunu düşünüyor. Bunun yerine, turistlerin tesis dışına çıkarak bölgeye katkıda bulunmalarını teşvik etmek için çözüm yolları aramamız gerektiğini vurguluyor.

Turistlerin tesis dışına çıkmasını teşvik etmek için yapılması gerekenler konusunda da önerilerde bulunan Cimrin, planlama, organizasyon, tanıtım ve ulaşımın önemine dikkat çekiyor. Bölgedeki turistik değerlerin turistlerin ilgisini çekecek şekilde geliştirilmesi gerektiğini ve bu konuda yerel kurumların işbirliği yapması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, turistlerin bölgede neler yapabileceğini önceden bilmesinin önemli olduğunu ve bu bilginin sosyal medya, web siteleri ve tur operatörleri aracılığıyla iletilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Son olarak, ulaşımın da önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Cimrin, toplu taşıma ve turistik turların turistlerin tesis dışına çıkmasını teşvik edebileceğini söylüyor. Bu turların çeşitliliği ve kalitesinin önemli olduğunu ve turistlere bölgeyi daha iyi tanıma fırsatı sunduğunu ekliyor.

Cimrin, HD sisteminin çevresel etkilerini de ele almak istediğini belirtiyor ve bu konuyu başka bir zaman paylaşacağını söylüyor. Son olarak, tesis dışına çıkmış bir turistin kaybedilmesinin ülkeye bir daha gelmemesi anlamına gelebileceğine dikkat çekiyor.